1. üstünlük.
  2. üstün/avantajlı durum, hâkim durum.
    get/have the upper hand: üstün olmak, üstün/galip gelmek,
    dediğini yaptıracak güçte olmak, kudreti elinde tutmak.
    The nation had got the upper hand now.
üstünlük sağlamak, öne geçmek, avantaj sağlamak, bir adım önde olmak, bir adım öne geçmek, kontrolü ele
geçirmek, dizginleri ele almak
Fiil
üstünlük sağlamak, öne geçmek, avantaj sağlamak, bir adım önde olmak, bir adım öne geçmek, kontrolü ele
geçirmek, dizginleri ele almak
Fiil
üstünlük sağlamak, öne geçmek, avantaj sağlamak, bir adım önde olmak, bir adım öne geçmek, kontrolü ele
geçirmek, dizginleri ele almak
Fiil